Geride kalan zaman mı yoksa anılar mı? Her biri hayatımıza bir an-lam katan. Anılarla savrulurken geleceği hayal etmek mi şimdiki zaman? Kararlarımız etkiler mi alnımızda ya da avcumuzda yazılı olanı? Ya da öğrenebilir miyiz yazgımızı onu henüz yaşamadan? Renkler mi bizi kazanıyor yoksa biz mi solduruyoruz onları anlamadan. Sakin bir suya yansıyan suretimle, dalgalara meydan okuyan ben aynı kişi olabilir miyiz? Son durak var mı? Yoksa hayatı bütünüyle farklı bir boyutta yaşamak mı doğru olan? Yazgım her hücremde, yazgım karakterimde, yazgım gözlerimde ve yazgım ellerimde. Bizler, hissederek anlamanın anlamını yitiren bir neslin çocuklarıyız. Ama yazgım diğerleriyle bir değil. Çünkü ben, diğerleriyle aynı ruh haline mensup değilim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder