9.02.2014

Kimin kölesiyiz?

Kadının köleleştirilmesi, ilkel toplumlarda olduğu gibi modern toplumlarda da sürmektedir. Gerçi bu göreceli bir kavram olsa da, ben köle sıfatını yakıştırmayı uygun görüyorum günümüz kadınının her açıdan sömürülmeye açık olmasını. Kadın çalışsa da, çalışmasa da, okumuş olsa da olmasa da dünyaya kendinden ödün vermek için gelmiştir sanki. Herkes için geçerli olmamakla birlikte en azından sadece kendi çevremdeki gözlemlere dayanarak yüzde doksanlık kesimin bu şekilde yaşamakta olduğunu söyleyebilirim. Sömürü sadece erkekler tarafından yapılmamakla birlikte, erkeğin ailesi, akrabaları, çocuklar gibi bir kitle tarafından kadına yüklenen misyon hep kendi hayatından, isteklerinden, beklentilerinden ödün vermekle ilgilidir. Anne olan bir kadın yufka yüreklidir. Hep azalmaya baştan razıdır o. Çünkü çocuk onun hayatıdır. Çocuk büyüyüp de kendi kanatlarıyla uçmaya başladıktan sonra anlaşılacaktır kendi kaderindeki acı yalnızlık... Kadın - erkek hepimize doğuştan verilen insani haklar vardır. Kendin olabilme hakkı, kendin için doğru olduğuna inandığın kararı verebilme hakkı. Ne yazık ki günümüzde bilgili geçinen cahillerin aklının eremediği gerçek haklar bunlar. Ama bir kadın, bu hakları kullanamasa da, sadece birazcık anlaşılabilmek için pek çok şey feda eder. Feda ederken kimliğinden sıyrılır, bambaşka bir hale bürünür. Kendisine dışardan bakan bir yabancı gibidir artık. Zamanla erir, tükenir, biter. Hayattan beklentisi yoktur artık, hiçbir şey ona zevk vermez.Her türlü fedakarlığa rağmen hala suçlu olan odur başkalarının gözünde. Silkelenip kendisine gelse, içindeki ışığı bulacaktır. Farklı gözlerle baksa hayata, mecbur olduğuna inandığı kalıpları yıksa, duvarların içinden bir inci gibi çıkacaktır gerçek kimliği. İnandığı yalanların ardından giderken, kendisini keşfetmenin mutluluğuyla sarsılacaktır yalanlar üzerine inşa edilen tüm binalar. Kadının gücü kalbindedir. O kalp hala birisi için çarpıyorsa, henüz vakit varken tamiri mümkün zararlar giderilmelidir. Kalp bir kez durduktan sonra çalışmaz. Çalışsa da hiçbir şey asla eskisi gibi olmaz...
Herkes seçimlerinin kurbanı ya da kazananıdır hayatta. Kaderimizin ağlarını kendimiz örer, beğenmezsek de sökeriz. Kadın, kendi kendisinin kölesidir kimi zaman. En tehlikelisi de aslında budur. Sınırlarını bir kez çizdikten sonra çıkamaz kalıplarının dışına. Bunlar için söylenebilecek fazla bir şey yok. Hayat klişelerden ibaret. Bir soru yeter belki tüm problemleri çözmeye. Bazen çözümler sorunun kendisiyle birlikte gelir çünkü.
Tek deneyim şansın olan dünyaya kimin kölesi olmak için geldin?


İLK ARABAM

Gelir gelmez Sorardım en masum halimle... İşten yorgun argın dönen babama, Bir araba çizer miydi bana? Sevecenliğiyle şöyle bir baka...